Sakin bir köyde yaşamakta olan küçük Felicie'nin büyük bir hayali vardır, o da bir balerin olabilmektir. Bunun yolunun köyde kalmaktan geçmediğini bilen küçük kız köyü terk ederek Paris'e kaçar. Burada bir yanlışlık sonucu farklı biriyle karıştırılır. Ancak bu yanlışlık ona hayallerinin yolunu açar. Felicie bu karışıklık sayesinde Büyük Opera binasının öğrenci kontenjanına girmeyi başarır. Peki küçük kız kimse durumu anlamadan hayallerine kavuşabilecek midir?.
Vasat bir besteci olan Salieri ile rakip olan Wolfgang Amadeus Mozart, müzikal dehasıyla ölümsüzlük kazanıyor. Salieri'nin bu durumu hazmedememesi intikam isteğiyle dolmasına neden olur.
II. Dünya Savaşı sırasında, bir müttefik bombardıman uçağı işgal altındaki Paris üzerinde iken Almanların açtığı ateş sonucunda vurularak düşer. Uçuş komutanı Sir Reginald ve diğer mürettebat paraşütle atlamak zorunda kalırlar. İndikleri bölgede bazı sivil Fransızlardan yardım görürler. Bunlardan boya ustası Augustin Bouvet ve huysuz orkestra şefi Stanislas LeFort İngiliz mürettebatı önce saklarlar sonra da Fransa'nın güneyine, henüz Almanların işgal etmediği özgür bölgeye kaçmalarına yardım ederler.
Loretta Castorini, utangaç nişanlısını bekleyen, biraz da evde kalmış, duygusal bir kadındır. Loretta beklediğinin gerçekleşmemesi sonucunda kapıldığı umutsuz duygular sonucunda nişanlısının biraz yabani gibi gözüken erkek kardeşi Ronny'e (Nicolas Cage) aşık oluyor. Ronny bir fırın işçisi olup, operaya ve hayata düşkün bir adamdır...
Allen Interiors’dan sonra yine birbirinden farklı üç kızkardeşin hikayesini anlatıyor. Merkezde Hannah olmak üzere kızkardeşleri Holly ve Lee’nin birbirleriyle ve erkeklerle olan ilişkileri üzerinden giden filmde Allen komediyle dramayı harmanlıyor. Ailenin en mükemmeli ve kızkardeşlerinin kıskandığı Hannah; iyi bir eş, iyi bir kardeş, iyi bir anne ve başarılı bir aktristtir. Lee kendisinden yaşça büyük bir adamla bir ilişki yaşamaktadır. Holly ise hiçbir işinde ve ilişkisinde dikiş tutturamayan en küçük kardeştir. Ancak Hannah’nın hayatı aslında o kadar da mükemmel değildir çünkü kocası uzun zamandır kızkardeşi Lee’ye aşıktır. Bir yandan da Hannah’nın eski kocası Mickey hayatın anlamını aramaktadır. Film; aile, ilişkiler, fedakarlıklar ve en önemlisi de hayatın anlamı üzerine mizahla kavrulmuş derin felsefeler barındırıyor. Ayrıca Woody Allen’a en iyi senaryo dalında oscar kazandırmıştır..
Operadaki Hayalet'in film uyarlaması. Müzikalin yazarı Andrew Lloyd Webber ki bu müzikalde Fransız yazar Gaston Leroux'ın Le Fantôme de l'Opéra adlı romanını konu alır. 25. yıldönümünde Royal Albert Hall da gösterime girmiştir * hem tiyatroyu hem operayı sevdirir bu çekim adama. tüylerim diken diken izledim. kesinlikle bir şaheser bir başyapıt. herkes izlemeli. insanı içine alan bir doğası var * emek, çalışma, sanat... sanat... sanat... harika,muhteşem bir opera.
Operadaki Hayalet 1943 ABD yapımı melodramatik korku ve gerilim filmdir. Özgün adı Phantom of the Opera dır. Fransız yazar Gaston Leroux'nun 1909'da yazdığı Le Fantôme de l'Opéra (Operanın Hayaleti) adlı romanından senaryosunu Samuel Hoffenstein ve John Jacoby'nin birlikte uyarlayıp yazdıkları filmi Arthur Lubin yönetmiş, başlıca rollerinde Nelson Eddy, Susanna Foster, Claude Rains ve Edgar Barrier oynamışlardır.
Paris Operası’nın başrol oyuncusu Carlotta bir hayaletin onu işi Christine adlı koro elemanına bırakması için tehdit ettiğini iddia ederek işi bırakır. Operadakiler buna inanmazken, Christine yüzünü maske ardına saklayan bu gizemli kişiyle tanışmıştır bile.Operanın yönetmeni Raoul ile birlikte olan Christine, hayaletin isteği üzerine ondan ayrılır. Hayalet ile sık sık yeraltında buluşan Christine, bu küçük sırrı tüm operadan saklarken, onu keşfetmeye başlamıştır.Sessiz olarak çekilen film, Gaston Leroux’un romanından uyarlanmış ve o yıllarda oldukça ses getirmişti.
Milano'da bir kadın avcısı; gurursuz bir yalancı ve dolandırıcı olan Otis B. Driftwood, kadınlara büyük vaatlerde bulunarak, bu sayede paralarını alan sahtekar bir adamdır. Otis'in son numarası da, iltifatlarıyla kandırdığı zengin bir kadındır. Öte yandan, operada şarkıcı olan Rosa, sürekli peşinde olan Lassparri'ye yüz vermez. Genç adamın verdiği çiçekleri de kabul etmeyen Rosa'nın gönlü, mükemmel bir sese sahip olmasına rağmen hakettiği değeri göremeyen mütevazı Ricardo'dadır. Ancak bu aşk, Rosa'nın Amerika'ya gitmesiyle son bulmak zorundadır. Mesleğini Amerika'da devam ettirecek olan Rosa, sözleşmesi gereği operada kalmak zorunda olan Ricardo'dan ayrılmanın üzüntüsü içindedir.
Paris'te devasa bir katedral; Notre-Dame...Çingene kızı Esmeralda'nın güzelliği civar sakinlerinin tek konu başlığıdır. Genç bir subay olan Phoebus'un tutulduğu Esmeralda'ya, kamburu yüzünden 'ucube' ilan edilen Quasimodo ve ülkenin en saygın din adamlarından olan Frollo da kayıtsız kalamamıştır. Esmeralda'nın kalbi ise, kendi halinde bir kız olan Fleur-De-Lys ile kendisi arasında kalan subay Phoebus'a aittir. Quasimodo'yu acıya mahkum eden bu hal, papaz Frollo'nun nefret güdülerini ortaya çıkaracaktır. Öte yandan, Esmeralda ile genç nişanlısı arasında kararsız kalan subay Phoebus, iki kadını da yalanlarıyla oyalamaktadır. Tüm bunları köşesinden sessizce izleyen Quasimodo, eksik doğduğu için Tanrı'ya isyan ederken, şehvete yenilen Frollo, Esmeralda'ya karşı hissettiği nefretle karışık aşkı yüzünden, genç kadına acımasızca iftira atarak Notre-Dame'ın gündemini değiştirecektir.
Sektördeki en iyi katil olan Lucrèce, son bir iş kabul eder: Bir şirketin çıkarlarını tehdit eden bir opera sanatçısını ortadan kaldırmak. Kurbanına yaklaşmak için başvurduğu festivalde soprano olarak işe alınır fakat işler planladığı gibi gitmeyecektir.
More than 20 years since OG reality icons Paris Hilton and Nicole Richie first took the world by storm, the life-long friends reunite in a new special. Follow the dynamic duo as they try to produce a once-in-a-lifetime operatic performance based on their self-coined phrase, "Sanasa."
Sarah is a young autistic woman with an extraordinary ability for lyrical singing. She begins taking lessons with renowned soprano Leonor Delise, but there is tension in the relationship. Sarah will learn to turn her silences into emotions; Leonor will have to restore her faith in humanity and reconcile with her daughter. Music will be the bond that transforms their lives.
The Metropolitan Opera and PBS have joined forces to create a new series of live opera performances.
The Phantom of the Opera is a 1990 NBC two-part drama television miniseries. It is adapted from Arthur Kopit's book for his then-unproduced stage musical Phantom, which is based loosely on Gaston Leroux's novel.
Looks at Mozart's extraordinary short life and revolutionary music through a distinctive mix of costume drama and documentary.
An exploration of opera in unconventional ways attempting to attract not just existing opera fans, but also those less familiar with the art form. The host guides the viewer to the places of origin of each opera, and explores the culture, history—and modern and current trends and how they apply to opera.
A behind-the-scenes look at the Royal Opera House.
For centuries in western culture, opera has been the greatest show on earth. Historian Lucy Worsley explores how history and opera go hand in hand. She visits the great European cities where some of the most famous operas were written, tells the stories of the colourful characters who composed them, and shows how they reflected the turbulent times they were composed in and the lives, hopes and fears of the people who lived in them. Whilst Lucy visits the cities and European opera houses, Antonio Pappano, music director of London's Royal Opera, helps us understand some of those operas' greatest musical moments.
