Anahtar kelime Tv Show In Film

Truman Burbank, kartpostalları aratmayacak güzellikte bir adada yaşamaktadır. Bir işi, evi ve çok sevdiği karısı vardır. Ancak Truman dışında herkes tüm bunların düzmece olduğunu bilmektedir. Truman’ın yaşamı gerçek zannettiği bu stüdyolarda tam otuz yıldır, 24 saat boyunca canlı olarak bütün dünyaya yayınlanmaktadır. Truman bundan hiç şüphelenmemiştir, ta ki öldü zannettiği babasını bir gün caddeden geçen figüranlar arasında görünceye kadar… Alacakaranlık Kuşağı adlı kült televizyon dizisinin bir bölümünden esinlenerek yaratılan Truman Show, Batı dünyasında on yıllardır süregelen toplumsal eleştirilere bir örnek olarak yerini alıyor. Peter Weir’in filminde söylemeye çalıştıkları ve Truman’ın trajedisi, kimi zaman beklendiği üzere gözlerinizi doldurmasa da, başı ve sonu olan eliyüzü düzgün bir Jim Carrey filmine kim hayır diyebilir.

Danny Zuko ve Sandy Olsson, kusursuz bir yaz aşkı yaşamıştır. Yaz biter ve ikili, okullarına başlamak üzere ayrılırlar. Danny, Rydell'deki ilk gününde, "cool" deri ceketli serseri çetesi T-Birds'ün başına döner. En yakın arkadaşları Kencikie, Doody, Sonny ve Putzie ile yaz tatilinde ne kadar eğlendiğini ve çapkınlığını anlatırken, tesadüfen aynı okula kaydolmuş olan Sandy de onu aralarına katmak isteyen Pink Ladies ile tanıştırılmaktadır. İkilinin birbirine düşman iki gruba dahil olması, ilk başta aralarında ve grupları arasında gerginliklere yol açsa da, aşkları kısa sürede tekrar buluşmalarını sağlayacaktır.

Ergenlikte olan Owen (Justice Smith) banliyöde hayatını sürdürmeye çalışırken sınıf arkadaşı Maddy (Brigette Lundy-Paine) onu gece yarısı yayınlanan gizemli bir televizyon programıyla tanıştırır. Bu ikili vöylece kendi dünyalarının ardında var olan doğaüstü bir dünyaya şahit olurlar. Televizyonun soluk ışığıyla Owen'ın gerçeklik algısı bozulmaya başlar.

Henüz bir aylık evli olan Jules, TV fitness gurusu ve dans yıldızı Evan bir hamileliğin ünlü yıldızların hayatı için pek de kolay olmadığını anlamak üzeredir. Bebeklere bayılan yazar Wendy kendi vücudunu hormonlar ele geçirince, kendi annelik öğütlerinin o kadar da mantıklı olmadığını kabul etmek zorunda kalır... Bu arada Wendy'nin kocası, Gary, kendi rakibi süper-baba Skyler-ki çok daha genç bir yaşta ikiz babası olacaktır- gibi olmamak için bir iç savaş vermektedir. Fotografçı Holly ise bir evlat edinebilmek için dünyayı gezmeye hazırlanmaktadır ancak kocası Alex o kadar da emin değildir, panik olmuştur ve bu yüzden çareyi kendi yeni baba olmuş arkadaşlarında aramaktadır. Ve rakip yemek kamyonu şefleri Rosie ve Marco sürpriz bir soruyla karşı karşıya kalırlar: ilk çocuğunuz ilk randevunuzdan önce gelirse ne yaparsınız?

Ron Burgundy, 70′lerin San Diego’sunda popüler bir televizyon spikeridir. Tüm ülkeyi etkisi altına alan feminizm dalgası çalıştığı kanalı da etkisi altına alınca, yanına bir de hırslı ve güzel kadın spiker Veronica Corningstone getirilir.Yalnız çalışmayı ve önde olmayı seven Ron, Veronica’nın hayvanlar, yemek pişirme gibi konulardaki magazin haberlerini yapmasını ve esas işi kendisine bırakmasını tercih etmektedir. Fakat Veronica’nın azimli bir şekilde haber spikeri olmak istemesi, ikili arasında ciddi bir mücadeleye yol açacaktır.

Son yıllarda, kameranın arkasında hayata geçirdiği projeler sayesinde en az kamera önündeki kadar adından söz ettiren usta oyuncu Jodie Foster, son olarak Kukla filmiyle eleştirmenlerden geçer not almayı başarmıştı. Foster'ın yeni filmiyse, televizyondan borsa tüyoları veren bir Wall Street simsarının hayatını perdeye taşıyacak. Mal varlığını kaybeden bir izleyicisinin tuzağına düşen Lee, bu defa ilginç bir belanın yamacına sürüklenecek. Filmin başrollerinde George Clooney ile Julia Roberts yer alıyor. Gerçek zamanlı bu gerilim filminde, George Clooney ve Julia Roberts finans televizyonu sunucusu Lee Gates ve yapımcısı Patty Fenn'i canlandırıyorlar.

Şebeke, uzun yıllardır UBS Akşam Haberleri isimli programda haber spikerliği yapan Howard Beale’nin hikayesini konu alır. Beale’in ratingleri günden güne düşmektedir ve nihayetinde bir çalışma arkadaşından, iki hafta içerisinde işinden kovulacağını öğrenir. Bunu öğrendiğinde büyük bir depresyona giren adam, ertesi akşam canlı yayında, gelecek Salı günü canlı yayında intihar edeceğini anons eder. Haliyle bu şok duyurudan sonra işler fazlasıyla karışır.

Rosie, Los Angeles’ta yaşayan 40 yaşında bekar bir annedir. Ve hayat hiçkimse için olmadığı gibi onun içinde planlandığı gibi gitmemektedir. TV’de You Go Girl, adlı bir Tv programının yapımcılığını yapmaktadır. Hazırladığı program riske girmiştir; patronu Marty, onun programı yerine bir reality show yayınlamayı düşünmektedir, asistanıJeannie ise sabotaj peşindedir. Evde de işler pek yolunda gitmemektedir. Eski kocası yeni ve genç eşinden bebek beklemekte artık genç bi kız olan Izzie ise dejenere bir genç olan Dylan ile arkadaşlık etmektedir. Genç ve yetenekli bir oyuncu olan Adam Perl kasting odasına girdiğinde Rosie’nin kalbinin atışları değişmiştir... Fakat 40 yaşında olgun bir kadın olarak böyle genç bir erkeğe gönlünü kaptırmak hiç de doğru gözükmemekteydi.

Pleasantville, siyah-beyaz tonların egemenliğindeki, küçük ve kendine yeten bir kasabadır. Kasabanın insanları müthiş bir ahenk ile birbirlerine bağlıdırlar. Bu kasabada asla kötülük hüküm sürmeyecek gibidir. Ancak ortada bir problem vardır: Pleasantville, bir televizyon dizisinin kurguladığı bir kasabadır. David ise bir 90’lar çocuğudur. Hayatına dair en büyük hobisi Pleasantville’i izlemek ve dizi hakkındaki her şeyi bilmektir. Bir gün esrarengiz bir televizyon tamircisi, David’in evine tuhaf bir televizyon kumandası bırakır. David, bu kumanda sayesinde ablası Jennifer’ı da yanlışlıkla yanına alarak Pleasantville’in içerisine girmeyi başaracaktır. Gary Ross’un özellikle teknik dallarda Oscar’a aday olan filmi büyük bir beğeni toplayıp kült mertebesine ulaşmıştı. Filmin başrollerinde ise Tobey Maguire, Reese Witherspoon, Jeff Daniels, William H. Macy ve Joan Allen gibi ünlü simaları görmek mümkün.

Bir televizyon kanalında geçen filmde, kanaldaki bir haber yapımcısı ile üzerinde denetim kurmaya çalıştığı deneyimli sunucu arasındaki sıkı mücadele anlatılıyor.

Hapisten yeni çıkan çılgın kız Tanya (Tiffany Haddish) tekrar hayata uyum sağlayabilmek için sessiz sakin ve işinde gücünde olan kız kardeşi Danica’dan (Tika Sumpter) yardım ister. İki zıt kardeş birlikte vakit geçirirken, Tanya kardeşi Danica’nın kusursuz görünen hayatının aslında öyle olmadığından şüphelenir. Kardeşler, Danica’nın internetten tanıştığı ve yüzünü hiç görmediği erkek arkadaşını bulmak için kolları sıvar. “Saturday Night Live” ile bu sene Emmy kazanan komedi filmlerinin aranan yüzü Tiffany Haddish’i başrolüne yerleştiren komedi filminde “Ride Along” filmlerinden tanıdığımız Tika Sumpter, 1990 yapımı “Hayalet” ile Oscar kazanan Whoopi Goldberg, “Impulse” dizisinin yıldızı Missi Pyle, “Cobra Kai”de boy gösteren Courtney Henggeler, Starz yapımı “Power” dizisinde oynayan Omari Hardwick, Amber Riley ve Crystal Lee Brown gibi isimler eşlik ediyor. Filmin yönetmen ve senarist koltuğunda ise bu sene Taraji P. Henson’lı “Acrimony” ile karşımıza çıkan Tyler Perry oturuyor.

Yönetmen Kevin Tent’in filminde Gleeson, kısa süre önce tek gecelik bir ilişki yaşadığı kadının (Christina Applegate’in Morgan karakteri) evli olduğunu öğrenmesiyle büyük hayal kırıklığına uğrayan Stensland isimli genç bir adamı canlandırıyor. Dahası Morgan, Stensland’la yalnızca kendisini aldatan kocası Grady’den (Thomas Haden Church) intikam almak için yatmıştır. Olayları daha da tuhaflaştıran şey ise, Grady’nin bu duruma Stensland’ın evine taşınarak tepki vermesidir. Kalpleri kırılan iki erkek de, iyileşmek için birlikte alkol tüketmeye, mariana içmeye ve yabancılarla yatmaya başlar.

On yıldır birlikte olan Chloe'nin erkek arkadaşı Eric hâlâ olgunlaşmamıştır. Ona ihtiyacı olan desteği vermeyi umarak onu terk eder; Eric'in büyüyüp ona geri dönmesi için yalvaracağından emin. Ancak altı ay sonra Eric, akşam yemeğinde Chloe ile buluşur ve büyük bir haber verir: Bir hafta içinde evleniyor. Kırık kalbini onarmak için molaya ihtiyacı olan Chloe, tatile çıkar ama vardığında Eric ve nişanlısının aynı tesiste evleneceğini öğrenir!

Yetenekli bir aşçı olan Rob Haley Londra'da bir restoran işletmektedir Karısının trafik kazasında trajik ölümünden sonra hayata küser ve mutfaktaki hünerini kaybeder Restoranda işlerin kötüye gitmesi ve basında çıkan olumsuz eleştiri yazısı üzerine eski arkadaşı Gordon Ramsay, kontrolü yeniden ele alması için ona destek verir Bunun üzerine Rob, Londra'dan ayrılır ve harabe halindeki bir pub'ı seçkin bir restorana çevirmek üzere kolları sıvar Tam da bu sırada hayatına Amerikalı yemek eleştirmeni Kate Templeton girer.

Pembe dizilerin ünlü yıldızı Celeste, son aldığı ödülle doruğa ulaşır. Büyük rakibesi Montana, onu çok kıskanır. Bunun üzerine intikam için Celeste'nin eski sevgilisini kendi dizisine alır ve kıyamet kopar. İşin en ilginç yanı şu: Ününü TV dizileriyle yapan, usta bir oyuncu olarak sinemaya geçip Oscar kazanan Sally Field, bu filmde kendi geçmişine dönüyor ve yine bir TV yıldızını canlandırıyor. Filmde TV dünyasının kulisiyle ilgili değinmeler de var.

Once childhood friends, Ji Qiu and Zhou Zi Qian reunite unexpectedly and find themselves working together on the reality show "Let's Meet Now".

Let's Make a Deal is a television game show which originated in the United States and has since been produced in many countries throughout the world. The show is based around deals offered to members of the audience by the host. The traders usually have to weigh the possibility of an offer being for a valuable prize, or an undesirable item, referred to as a "Zonk". Let's Make a Deal is also known for the various unusual and crazy costumes worn by audience members, who dressed up that way in order to increase their chances of being selected as a trader. The show was hosted for many years by Monty Hall, who co-created and co-produced the show with Stefan Hatos. The current version is hosted by Wayne Brady, with Jonathan Mangum, Tiffany Coyne, and Cat Gray assisting.