Beat kuşağının babası Jack Kerouac'ın, 1947’de gerçekleştirdiği ve üç yıl süren uzun yolculuğunun Yolda adıyla romana dönüşmüş halinin sinema uyarlaması olan filmde, Dean Moriarty (Garrett Hedlund) ve Sal Paradise (Sam Riley), Beat Kuşağı'nın birer portresi gibidirler. "Onu" bulmak için sürdürdükleri arayışları, ABD'yi baştan başa geçtikleri, çok yükseldikleri ve bir o kadar da dibe battıkları uzun ve heyecanlı bir yolculuğa dönüşür.
İki çocuklu Tuvanche ailesinin çok iyi işleyen bir dükkanları var. İntihar etmek için ne gerekiyorsa bu dükkanda satılıyor. Üstelik hizmet de kusursuz. İşlerinin hakkını sonuna kadar veren bir karı-koca olan kahramanlarımız, müşterilere ihtiyaç duydukları karanlık dünyayı sunarken, onları yeni intihar tarzlarıyla sınırları aşmaları için cesaretlendiriyorlar. Ama o da ne!? Yoksa, mükemmel nemrut dünyaları hiç beklenmedik bir gelişmeye kurban mı gidecek? Üçüncü bebekleri hayattan keyif alan ve sahiden gülebilen acayip bir tip! Ailenin yüz karası bu bebeğin mutluluğunu gölgelemenin de bir yolu yok gibi.
Reprise / Tekrar ile Altın Lale kazanan Joachim Trier’in Cannes’da galası yapılan varoluşçu son filmi, hayatı melankoli ve yalnızlık içinde tepetaklak giden akıllı, yakışıklı, hali vakti yerinde Anders’i izliyor. Anders şehir dışında bir yerde sürdürdüğü uyuşturucu tedavisini kısa süre sonra tamamlayacaktır; programın bir parçası olarak da iş görüşmesi yapmak üzere şehre inmesine izin verilir. Ama hazır merkezden ayrılmışken şehirde kalır, boş boş gezer, uzun zamandır görmedikleriyle buluşur. Günün geri kalanında ve gece boyunca, geçmişteki hataların hayaletleriyle ancak aşk, yeni bir hayat olasılığı ve sabah gün aydınlandığında geleceği görme umudu sayesinde başa çıkacaktır...
When family outcast Lucky Flynn learns that his mother is dying, he decides to drive to the other side of Australia to see her, packing nothing but an upright piano for the journey. But his plans are soon turned upside down when he meets the runaway teenager Meg, who’s dealing with some family demons of her own.
